11 Ekim 2012 Perşembe
Sıyrılıp Cümle Ahvalimden
Yine yıldızlar gibi uzaklaşmak istiyorum dünyadan dante dante yarılamak bir ömrü gözlerinde. Bir zaman anaforuna kapılıp, Peru dağlarında izler gibi İnkaların dans edişlerini ve gülüp geçer gibi Azteklerin antik yalnızlığına. Sonraları görmek isterdim Navahoların şamanı Kızıl Bulut’un ulu manitu’dan beklediği müjdeyi. Bir yanımda atlarından özgür koşup giden apaçi. Sonra korsanlarla savaşıp akdeniz maviliğinde dalga dalga forsalar uzanıp anlantis gibi batarken Endülüs dağlarında güneş, erirdim klimanjaro’nun karları gibi. Sonra bulur gibi yalnız adalardaki değersiz defineyi. Kırardım düşlerimin dümenini romaya ve hilkat garibeleri gibi arenanın ortasında çığlık çığlık vahşiyet ve bir o kadar vahşi zeytin dalında beyaz pelerinleri kirleten mahlukat. Bir ara ağlardı Babil tüm asma bahçelleri sulanırdı, sularnırdı gözyaşlarıyla. Ve çini çini insanlar yerkürenin birbaşka ucunda ve bozkurt yavruları kertenkele peşinde çin seddinin duvarlarında. Nasılsa duyardım bir hintli budistin yıllardır çektiği açlığı ,tibet yaylalarında koşardım börtü böcek üstüne, arada bir ezoterik büyülerine kapılırdım afrikalı karaların, kazan kazan artardi içimde yaşamak. Ete kemiğe bürünürdü bilmediğim rüyalar,bir bakarım dalmışım, çatılarını antenler ve kömür kokusu sarmış, barometreleri zifiri gösteren gecenin karanlığına…
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder